Kurumsal ve Bireysel Gelişim Danışmanlık Merkezi Hümanistik Varoluşçu Uzman Psikolog Doktor İstanbul Kadıköy Bağdat Caddesi Caddebostan Suadiye Göztepe Anadolu Yakası
Studia Humanitatis
Meliorizm
Aydınlanma Hümanizmi ve Akılcı İyimserlik Arasında Bir Köprü
"Meliorizm" terimi, kökenini Latincedeki melior (daha iyi) sözcüğünden alır ve 19. yüzyılın ortalarından itibaren İngiliz entelektüel dünyasında yer bulmaya başlamıştır. Kavram, dünyanın mutlak anlamda ne en iyi ne de en kötü biçimde var olduğu; ancak insan aklı, iradesi ve eylemiyle daha iyi hale getirilebileceği yönündeki inancı ifade eder. Bu anlayış, özellikle Aydınlanma düşüncesinin seküler hümanizmle kesiştiği noktada belirginleşir. Meliorizm, insanı edilgen bir varlık olarak değil, kendi yazgısını dönüştürme potansiyeline sahip aktif bir özne olarak görür.
İngiliz romancı George Eliot, 1877 tarihli bir mektubunda bu terimi daha önce kullandığını belirtir ve felsefi duruşunu “meliorist” bir dünya görüşüyle özdeşleştirir. Onun yaşamına ve eserlerine dair kapsamlı bir biyografi kaleme alan Rosemary Ashton, Eliot’ın meliorizmini, "yaşadığımız dünyanın olası dünyaların ne en iyisi ne de en kötüsü olduğu, fakat insan çabasıyla kısmen iyileştirilebileceği" yönündeki inançla açıklar. Bu anlayış, ahlaki sorumluluğu sadece bireysel yaşamla sınırlı görmez; toplumsal ve tarihsel düzlemde de bir eylem çağrısı niteliği taşır. Nitekim Voltaire’in yaşamını inceleyen Theodore Besterman da, Voltaire’in benzer bir tavırla insanlığı kendi durumunu dönüştürmeye davet ettiğini vurgular.
Meliorizm, modern düşünce tarihinde kaderciliğin karşısına seküler bir etik önerme olarak çıkar. Varoluşu durağan ve tamamlanmış değil, süreçsel ve geliştirilebilir bir alan olarak tasavvur eder. Bu yönüyle, hem Aydınlanmacı düşünürlerin pozitivist akıl vurgusunu hem de hümanist geleneklerin insan onuru ve özerkliği merkezli bakışını bünyesinde sentezler. Ne var ki, tüm Aydınlanmacılar meliorist ya da hümanist değildir; benzer şekilde tüm hümanistler de Aydınlanmacı düşüncenin epistemolojik araçlarını benimsemek zorunda değildir.
Bu çerçevede meliorizm, hem bir felsefi duruş hem de pratik bir hayat anlayışı olarak değerlendirilebilir. İnsanın yazgıya boyun eğmek yerine kendi aklına, bilimsel bilgiye, teknolojik ilerlemeye ve toplumsal düzenlemelere dayanarak dünyayı daha iyi hale getirebileceği fikrine dayanır. Meliorizm bu bağlamda, insanlığın yazgısını ilahi müdahalelerden ziyade kendi çabalarıyla iyileştirebileceği düşüncesini taşıyan, tarihsel olarak hem modern hümanizmi hem de Aydınlanma düşüncesini besleyen önemli bir dünya görüşüdür.